Atasözleri kültürel mirasımızdır
Atasözleri kültürel mirasımızdır. Atasözleri, nesilden nesile aktarılan anonim halk edebiyatıdır. Günlük hayatta kendimizi ifade etmek için sıkça kullandığımız atasözleri geçmişten, günümüze ve yarınlara aktaracağımız kısa ve özlü sözlerdir. Atasözlerimiz derin anlam ve ifadeler içermektedir. Bu anlam ve ifadelerin hepsi asırlar boyu yaşanmışlıklar sonucu ortaya çıkmıştır. Atasözlerinin amacı insanlığa ders ve öğütler vermektir. Atalarımız geçmişteki tecrübe, bilgi ve birikimlerini atasözleri ile bizlere taşımışlardır. Atasözleri, gündelik hayat ve yaşam yolculuğunda sık kullanıldığı için insanlara her zaman pusula olmuştur.
İnternet ansiklopedisi Wikipedia kaynaklarına göre Atasözü: “Atasözleri belli bir toplumun veya bütün insanlığın yaşam felsefesidir. İnsanlarda bulunan sevgi, kıskançlık, bencillik, dostluk, düşmanlık gibi duygular evrenseldir. Bu nedenle bu duyguları yansıtan atasözleri de evrensel olarak kabul edilmektedir. Dünyada pek çok ulusun kullandığı atasözleri karşılaştırıldığında, bu atasözlerinin pek çoğunun aynı ya da benzer olduğu görülmüştür. Atasözleri evrensel değerler yanında bir ulusa özgü kültürel değerleri de yansıtır. Atasözlerinin konulara çoğu zaman kullanıldıkları bölgeye ve ülkeye göre değişiklikler gösterir. Türk toplumunda tarih boyunca askerlik ve çiftçilik önemli olduğu için at, it, kurt, koyun, silah ve yiğitlik konusunda Türkçede pek çok atasözü vardır. Buna karşın Alman atasözlerinde daha çok ayı, kartal gibi Almanya’nın sembolü haline gelmiş konulara yer verilir. Bu nedenlerle, atasözlerinde evrensel ve toplumsal düzen ile bu düzendeki iyi, kötü bütün özellikler görülür.”
Atasözleri kültürel mirasımızdır
Dünya üzerinde bulunan tüm ülkelerin kendi kültür ve yaşamlarına göre şekillenen atasözleri vardır. Atasözleri bir ulusun kültürünü, değerlerini, inanç sistemini kısacası toplumların hafızasını yansıtır. Toplumlar bulunduğu bölgenin kültürel değerleri ile anılırlar. Toplumların ve insanların hayat tarzını, hayata bakış açılarını ve yaşanan hadiselere verdikleri tepkiyi atasözlerinde görmek mümkündür. Toplumları ve toplumun içinde yaşayan bireyleri tarih, dil, kültür, değerler ve inanç sistemi birleştirir ve ayakta tutar. Toplumlar ve toplumun içinde yaşayan bireyler tüm değerlerine sahip çıkmalı ve değerlerini yaşatmalıdır.
Türk halk edebiyatımızın sık kullanılan atasözlerine örnek verecek olursak:
- “Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.”
- “Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz.”
- “Rüzgar eken fırtına biçer.”
- “Nasihat istersen tembele iş buyur.”
- “Kimse ayranım ekşi demez.”
- “Ne ekersen onu biçersin.”
- “Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz”.
- “Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur.”
- “Keskin sirke küpüne zarardır.”
- “Kol kırılır yen içinde kalır.”
- “Sabrın sonu selamettir.”
- “Söz gümüşse, sükût altındır.”
Teknolojinin ve kentleşmenin yaygınlaşması bir takım sorunları da ortaya çıkarmaya başlamıştır. Teknolojinin ve kentleşmenin gelişimi toplum bireylerini kültürel, sosyal, psikolojik ve ekonomik olarak değişimlere uğratmaya başlamıştır. Günümüz modern çağı insanlarının ahlaki ve etik değerlerinin değişmesi ile birlikte kültürel erozyon hızlıca yaygınlaşmaya başlamış, bu değişim sonucunda atasözleri de etkilenmeye başlamıştır.
Atasözleri dünün, bugünün ve yarının hafızası, toplumların kültürel mirasıdır…
Ömer KÖSE