Yazarlar

Bu yol nereye gider?

Bu yol nereye gider? Bu yol sabır yolu, dava yolu, ilkelerin yolu… Dünyanın erdemli ve ilkeli insanlara ihtiyacı var, dik ve onurlu duruş gösteren güzel insanlara…

Goethe “erdemlilik” üzerine şu güzel sözü söylemiştir: “Tüm erdemlerin temel özelliği, yükselme yolunda sürekli bir çaba, bizzat kendinle mücadele, daha büyük ve derin bir saflığa, bilgeliğe, iyilik ve sevgiye yönelik doymak bilmez bir istek.”

Kırmızı çizgileri olmalı insanın… “Doğru söyleyeni, dokuz köyden kovsalar bile” doğruya doğru, yanlışa yanlış demekten vazgeçmemeli… Tavrını gösterirken dikleşerek değil, dik duruş sergileyerek göstermeli…

Hata yapmak insana mahsus, hatalarından ders çıkarıp yoluna devam etmeli…

Yaşam yolculuğu iniş ve çıkışlar ile dolu, sorunları aşmak için zaman ve sabır gerekli…

Bu yol sabır, mücadele ve imtihanlarla dolu…

Bu yol nereye gider?

Öz eleştirisini yapabilen, güzel insanlar lazım bize…

Güzel insanlara selam olsun…

Ekşi sözlük’te, bir konu ile ilgili araştırma yaparken güzel bir yazı ile karşılaştım.

Amerikalı köşe yazarı Erma Bombeck, kanser hastalığından vefat etmeden önce bir köşe yazısı kaleme almış.

İşte o yazı:

“Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;

Hastayken yatağa girer dinlenirdim.

Ben olmadığım zaman her şey kötüye gidecek diye düşünmezdim…

Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım…

Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim…

Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim…

Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yer. Yerler leke olacak diye korkmazdım…

Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım…

Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım…

Saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim…

Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum…

TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim…

Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım…

Hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine, hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim…

Bu o kadar nadir bir olay ki… Mucize gibi bir şey…

Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla “Önce git ellerini yüzünü yıka” demezdim..

Onlara daha çok “seni seviyorum”, ondan da daha çok “özür dilerim” derdim…

Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey; her dakikasını değerlendirmek olurdu…

Dikkatle bak…Gerçekten gör… Yaşa… Vazgeçme…

Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç…

Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi…

Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım…

Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için şükredin…

Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor…

Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz…”

“Engellere rağmen ışığa yürüyenlere, ışığa ulaşmak için çabalayanlara, insanca değerler yaratma adına mücadele edenlere ve ışık saçanlara selam olsun!…”

Yaptığımız ve yarınlarda yapacağımız haber ve paylaşımlar turizm sektörünün daha ileriye taşınması için sunulan bir katkıdan ibarettir.

Bizi takip etmeye devam edin.

Sektörümüz hizmet sektörü, hammaddesi insandır.

Hayat Paylaşınca Güzel…

Ömer KÖSE

omerkose@turizmhotels.com

 

 

Bir Cevap Yazın