Hamdım, Piştim, Yandım
Mevlânâ Celaleddin Rumi’nin sözleri arasında en bilinenlerden biri “Hamdım, piştim, yandım” ifadesidir. Bu söz, insanın hayat yolculuğundaki dönüşüm ve gelişim aşamalarını özlü bir şekilde anlatır. Her bir kelime, insanın olgunlaşma sürecinde geçtiği önemli bir evreyi temsil eder. Bu derin anlam yüklü ifade üzerinde düşünmek, hayatımızı ve deneyimlerimizi daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.
Hamdım: Bu aşama, insanın başlangıç noktasıdır. Tıpkı çiğ bir gıda gibi, insan bu aşamada henüz işlenmemiş, deneyimsiz ve hamdır. Bu evrede, öğrenme süreci başlar. Bir birey, çevresinden aldığı bilgilerle beslenir, öğrenir ve kendini keşfetmeye çalışır. Bu süreçte yapılan hatalar, alınan dersler ve kazanılan deneyimler, kişinin maddi ve manevi büyümesini destekler. Hamken öğrenmeye ve değişime açık olmak, olgunlaşmanın ilk adımıdır.
Piştim: İkinci aşama, olgunlaşma ve deneyimle zenginleşme dönemidir. Tıpkı pişen bir yemeğin lezzet kazanması gibi, insan da bu dönemde bilgeliğe ve derinliğe ulaşır. Pişmek, acılarla, sevinçlerle, başarısızlıklarla ve başarılarla yoğrulmak demektir. Bu süreçte, insan kendini daha iyi keşfeder, yaşamın anlam ve manasını daha iyi analiz eder. İçsel yolculuğun bu aşaması, kişinin kendisiyle ve dünyayla daha uyumlu bir hale gelmesini sağlar.
Yandım: Son aşama, en yüksek bilinç ve farkındalık düzeyine ulaşmayı temsil eder. Yanmak, sadece fiziksel bir yanmayı değil, ruhsal bir arınmayı ve aydınlanmayı ifade eder. Bu evrede, insan kendini tam anlamıyla bulur ve hayatın özüyle bütünleşir. Yanmak, aşkın ve sevginin en saf halidir. Mevlânâ Celaleddin Rumi’nin “yanmak” sözü, ilahi aşkın ve evrensel sevginin sembolüdür. Bu aşamada, bir birey bencillikleri ile yüzleşir, bunlardan uzaklaşır ve daha büyük bir fotoğrafın parçası olduğunu fark eder.
Bu üç aşama, sadece bireysel bir yolculuğu değil, aynı zamanda toplumsal ve evrensel bir dönüşümü de simgeler. Her birey, bu süreçleri kendi yaşamında deneyimlerken, insanlık da kolektif olarak bu dönüşüm sürecini yaşar. “Hamdım, piştim, yandım” ifadesi, insanın kendini keşfetme ve gerçekleştirme yolculuğunda adeta bir pusula görevi görür. Her birimizin hayatında, bu üç evreyi içselleştirmek ve anlamak, daha bilinçli ve dolu bir yaşam sürmemize yardımcı olacaktır.
Mevlânâ’nın bu derin sözleri, bize hayatın bir süreç olduğunu hatırlatır. Hamlıktan pişmeye, pişmekten yanmaya giden bu yolculuk, her birimizin içsel ve dışsal dünyasında önemli izler bırakır. Kendimizi bu yolculuğa adadıkça, daha bilinçli, daha olgun ve daha aydınlanmış bireyler haline geliriz. “Hamdım, piştim, yandım” ifadesi, bize hayatın her aşamasının değerli olduğunu ve her deneyimin bizi daha olgun bir insan haline getirdiğini hatırlatır.
Ömer Köse