Yazarlar

Liyakat mı, Sadakat mı?

Hayatın her alanında ve iş hayatının tüm çalışanlarına yönelik “Alaylı mı, Mektepli mi?” kavramlarının sorgulaması sıkça yapılmış olup, konu ile ilgili çok sayıda makale ve köşe yazısı yazılmıştır. Yapılan bu kavram sorgulamalarına uzun zamandır “Liyakat mı, Sadakat mı?” karşılaştırmasıda eklenmiştir. Bu kavramlar birbirini her zaman tamamlamıştır.

Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre Alaylı: “Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan kimse, mektepli karşıtı. Mektepli: Okulda yetişmiş olan, alaylı karşıtı.”

Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre Liyakat: “Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu. Sadakat: “İçten bağlılık, sağlam, güçlü dostluk.”

Bu kavramları turizm sektörüne entegre edelim. Alaylı; icra ettiği meslekte çekirdekten yetişen, mesleği ile ilgili çeşitli aşamaları geçtikten sonra mesleğinde olgunlaşan meslek erbabına denir. Alaylılar, yaptığı işe sıfırdan başlayarak tecrübe ve deneyim kazanırlar. Alaylılar, deyim yerindeyse mesleğin tozunu yutar ve icra ettiği mesleği pratik yaparak öğrenirler. Alaylılar arasında usta-çırak ilişkisi vardır. Alaylıların yoğun olarak çalıştığı sektöre en iyi örnek hizmet sektörüdür. Özellikle turizm sektöründe mesleğini icra eden çok sayıda başarılı alaylı yöneticiler ve çalışanlar bulunmaktadır.

Mektepli; icra edeceği mesleğin teorik ve kısmi pratik bilgilerini üniversite eğitiminde alır, okulunu bitirerek mezun olur ve iş hayatına ilk adımı atar. İş hayatına yeni başladığı için pratik bilgisi azdır, zamanla tecrübe ve deneyim kazanmaya başlar. Mesleğinde uzmanlaşmak isteyen kişiler ise master ve doktora yaparak iş hayatına devam ederler. Mesleğinde iyi eğitim almış ve uzmanlaşmış kişiler turizm sektörünün hizmet kalitesini daha üst seviyeye taşıyıp sektörün ufkunu genişletirler. Eğitim, turizm sektörünün büyümesi ve gelişmesi için olmazsa olmazlar arasına girmelidir.

Turizm sektörünün hizmet ve kalitesinin daha üst seviyelere taşınması için kendi branşı üzerinden uzmanlaşmış Alaylı ve Mektepli kadrolara her zaman ihtiyaç vardır. Önemli olan kişinin Alaylı veya Mektepli olması değil, çalıştığı kuruma ve turizm sektörüne ne değerler kattığı ve ne katkılar sağladığıdır.

Liyakat mı, Sadakat mı?

Tüm sektörlerde veya turizm sektöründe bir işe eleman veya bir yönetici alırken kriterleriniz nelerdir? İşe alım sürecinde ilgili kişinin “Alaylı mı, Mektepli mi?” olduğuna yoksa, “Liyakatlı mı, Sadakatlı mı?” olduğuna bakarsınız. Şirket yönetiminiz veya siz yöneticiler hangisini tercih edersiniz?

Liyakat; eğitimin, bilginin, deneyimin ve etik değerlerin vücut bulmuş halidir. Şirket sahipleri tüm çalışanlarının etik ve ahlaki değerlere sahip liyakatli birileri mi olmasını ister, yoksa kendisine bağlı sözünden çıkmayan, sorgulamayan ve her dediğini yapan sadık çalışanlar olmasını mı? Bu soruyu bir de tersten soralım. Günün sonunda şirket yöneticileride bir çalışandır, şirket yöneticileride şirket çalışanlarının liyakatli birileri mi olmasını ister, yoksa kendisine bağlı sözünden çıkmayan, sorgulamayan ve her dediğini yapan sadık çalışanlar olmasını mı?

Liyakat, hayatın her alanında olmalıdır. Liyakatsizlik iş hayatında sistemi, düzeni ve dengeleri bozar, çürümeyi ve ahlaki yozlaşmayı da beraberinde getirir. Günün sonunda artık çalışanlar çalıştığı kuruma aidiyet duymaz ve çalıştığı kurumdan ayrılış süreci içine girerler. Liyakat bir ülkenin, bir sektörün, bir kurumun veya bir işletmenin gelişip daha çok büyümesi için çok önemli bir kavramdır.

Sadakat kavramı aidiyet duygusu ile birbirini tamamlar. Aidiyet duygusu, insanlar için güzel bir erdemdir. Aidiyet duygusu iş yerleri içinde çok önemlidir. İşveren işyerinde aldığı karar ve uygulamalar ile çalışanlarına aidiyet duygusunun zeminini hazırlamalıdır. İşverenlerin ve yöneticilerin iş yerinde aldıkları karar ve uygulamalar aidiyet duygusu ile çelişmemelidir. İş hayatında şirket çalışanlarının şirketlerine aidiyet duyması moral, motivasyon ve performansı artırdığı da tartışmasız bir gerçektir. Ancak sadakat kavramı amacının dışında hizmet etmeye başlar ise kadrolaşmayıda beraberinde getirir, adaleti ve objektifliği ortadan kaldırır. Bir süre sonra iş tuhaf bir hal alır ve günün sonunda adam korumaya ve adam kayırmaya kadar gider.

Sizce Liyakat mı, Sadakat mı? Siz bir işveren veya yönetici olsaydınız hangi kavramı seçerdiniz?

Ömer KÖSE

 

Bir Cevap Yazın