Para mı, Aşk mı? Hikâyesi
Kamu Spotu: Bu hikâye, yoğun istek üzerine yazılmıştır. Para mı, Aşk mı hikâyesi, tamamen hayal ürünüdür. Bu hikâyenin, gerçek hayatta bir karşılığı yoktur ve aradığınız o aşka şu anda ulaşılamamaktadır. Varsa da böyle bir aşk, milyarda bir görülmektedir.
İşte o Para mı, Aşk mı? Hikâyesi:
Yıllar önce, İstanbul’un dar sokaklarından birinde mütevazı bir dükkân vardı. Bu dükkânın sahibi, genç ve güzel Hazal’dı. Hazal, ailesinden kalan bu dükkânı büyük bir sevgiyle işletiyordu. İçinde envai çeşit antika eşyalar, eski plaklar ve zarif porselenler bulunan bu dükkânda, her sabah taze çiçeklerle dolu vazolar da yer alıyordu.
Bir gün, Hazal’ın dükkanına Poyraz adında genç bir adam geldi. Poyraz, oldukça varlıklı bir ailenin oğluydu ve ülkenin en büyük holdinglerinden birini yönetiyordu. Fakat ne kadar zengin olursa olsun, kalbinde bir boşluk vardı. Hayatındaki anlamı kaybetmiş, sadece iş ve para peşinde koşan bir adam haline gelmişti.
Poyraz, Hazal’ın dükkanına girer girmez gözleri parlayan bu güzel kadına hayran kaldı. Hazal, gülümsemesiyle Poyraz’ı karşıladı ve ona dükkanındaki eşyaları tanıttı. Poyraz, dükkânda dolaşırken, Hazal’ın naifliği ve içtenliği karşısında büyülendi. Hazal’ın sade ve mutlu hayatı, Poyraz’ın içine işlemişti.
Günler geçti ve Poyraz, her fırsatta Hazal’ın dükkanına gelmeye başladı. Hazal da Poyraz’ı tanıdıkça ona karşı derin bir sevgi beslemeye başladı. Fakat Poyraz’ın zenginliği ve yaşam tarzı, Hazal’ın sade hayatıyla uyuşmuyordu. Hazal, Poyraz’ın hayatında sadece bir geçici heves olup olmadığını sorguluyordu.
Bir akşam, Poyraz, Hazal’ı şık bir restorana davet etti. Yemekte, Hazal’a olan duygularını açtı ve onunla evlenmek istediğini söyledi. Hazal ise Poyraz’ı sevmesine rağmen, onun hayatına ayak uydurup uyduramayacağını bilmiyordu. Hazal, “Para mı, aşk mı?” diye düşündü. Aşk mı daha önemliydi, yoksa Poyraz’ın getireceği zenginlik mi?
Hazal, kararını vermek için Poyraz’dan biraz zaman istedi. Günlerce düşündü, ailesiyle konuştu ve sonunda kalbinin sesini dinlemeye karar verdi. Poyraz’a, “Eğer gerçekten beni seviyorsan, benim hayatıma ayak uydurmayı göze alır mısın? Sade ve mütevazı bir hayatı kabul eder misin?” diye sordu.
Poyraz, gözlerinde parlayan samimiyetle Hazal’a, “Seni seviyorum ve seninle bir ömür boyu mutlu olabilmek için her şeyi göze alırım. Para, aşkın yanında hiçbir şeydir. Seninle beraber olabilmek için her şeyden vazgeçebilirim” dedi.
Böylece, Hazal ve Poyraz birlikte yeni bir hayata adım attılar. Poyraz, büyük holdingini devredip sade bir yaşama geçti ve Hazal’la birlikte dükkânı işletmeye başladı. Aşkları her geçen gün büyüdü ve birbirlerine duydukları sevgi, her türlü zorluğu aşmalarını sağladı.
Sonunda, Hazal’ın seçimi doğru çıkmıştı. Para geçici olabilirdi, ama gerçek aşk her zaman kazanan tarafta olurdu. Ve onlar, aşkın kazandığı bu hikâyede mutlu mesut yaşamaya devam ettiler.
Çok uzun yıllar geçti, Hazal ve Poyraz, maddi zorluklar yaşasalar da sevgi dolu bir aile kurdular. Para, onların hayatında önemli bir yer tutmuyordu artık. Para mı, Aşk mı? hikâyesi, para ve aşk arasında bir seçim yapmak zorunda kalındığında, gerçek mutluluğun nerede aranması gerektiğini hatırlatan bir örnek olarak dilden dile yayıldı.
Para mı, Aşk mı? hikâyesi; sevgiyi değil, parayı tercih edenlere hediye olsun…
Ömer Köse